29 Temmuz 2013 Pazartesi

!!!

şuan blogumu sorgular durumdayım... çünkü göbeğimi sergiliyorum ve bu, biliyorsunuz ki hiç hoş değil ! rezil kadının tekiyim... oğlum doğduğunda benden utanacak ! 

ayrıca sokağa da çıkıyorum ve korkarım tatile de giderek bunu daha içinden çıkılmaz bir hale getirdim....

aman allahım nasıl utandım şuan anlatmam mümkün değil !

biri televizyonda çıkıp "hamile kadınlar dışarı çıkmasın ! gezmesin, hava almasın !" diyene kadar yaptığım şeyin ne kadar rezil olduğunun farkında değildim....

bu günden itibaren sokağa çıkmamaya, nefes almak için dahi olsa kapıdan adım atmamaya, doktor kontrolüne gitmemeye ve çalışmamaya karar veriyorum....

tüm bunun karşılığında tabiki o açıklamaları yapan beyefendi bana, doğurup göbeğim ortadan kalkana kadar ;

- işe gidemediğim için alamayacağım maaşımı
-doktorumun bol bol yürü demesine rağmen dışarı çıkmaya iznim olmadığı için eve bir yürüyüş bandını
- evde olduğum süreçte ödenecek sosyal güvencemi
-e dışarı çıkamayacağım için doktorun düzenli olarak eve gelmesine karşılık ücretini
-bebeğimin sağlığı açısından almam gereken güneş ışığını
-9 ay eve hapis olmuş biri için bozulan psikolojisini tamir edecek psikiyatr ve psikoloğu
- doğum için eve kurulacak her türlü tıbbi donanımı
- evde olduğum süre içerisinde hiçbir yakınımı göremeyeceğim için (onlarında göz zevkini bozmak istemem çünkü) evde yeterli sevgi ve sosyal ortamı 
- evde yalnız olduğum anlarda, dışarı çıkılması gereken acil durumlarda görevlendirmek üzere bir görevliyi

sağlayacaksa sorun yok !

2 günden bahsetmiyoruz, kimse göbeğini açıp sokaklarda gezmiyor, siz ve size yandaş çıkan birkaç geri kafalı, sapkın beyinlinin ne düşüneceği emin olun umrumuzda değil !

ben dünyaya bir insan getireceğim !

bu ne utanılacak birşey

ne de abartılacak birşey

her anne için kendi gebeliği özel, sıradan bir insan için önemsiz...

size ne !

siz neden bu kadar dert edindiniz ! sokakta hamile birini görünce aklınıza gelen her ne ise, bu biz hamilelerin değil sizin ayıbınız !

biz ise sokakta bir hamile görünce onun yaşadıklarını tahmin ederiz, hassasiyetini biliriz, ona karşı, tanımasak dahi bir sevgi ve şevkat duyarız. sizin gibi iğrenmeyiz tiksinmeyiz...

şimdi bir oturup düşünün, hangimiz daha iğrenciz !

19 Temmuz 2013 Cuma

baby room

ben dekorasyon işleriyle uğraşmaya bayılırım... bu hele ki bebek odası ise daha da zevkli... ama bence türkiye bebek odası dekorasyonu konusunda çok tekdüze... 

bu işi bir bilene bırakmak istediğinizde ise inanılmaz uçuk rakamlar ortaya çıkabiliyor...

mesela dönemsel moda olan şeyler var ve farklı birşey istediğinizde ayvayı yiyorsunuz... 

örneğin ben artık beyaz bebek odası görmek istemiyorum... tamam beyaz en güzeli, en kolay kombin edileni, en zarifi, en romantiği, vs vs ama beyaz istemiyorsanız seçenek yok malesef :/

hayalimde başından beri başka bir renk vardı, ve sonunda o renge karar verdim... sarı ve taş rengi... bu iki rengin kombinasyonuna bayılıyorum... 

sarı mobilya bulmak tabiki kolay olmayacaktı ama bunun çözümünü bebek odasını mobilyacıya yaptırıp istediğimiz renge boyatmakta bulduk !

şimdi işin en zor kısmına geldik... bizi anlayacak mobilyacı bulmaya :)

neyseki elimizde bir seçenek var... yaptırmaya karar vermeden önce gidip görüşeceğiz eğer aklımıza ve bütçemize uygunsa şimdilik kombinasyonumuz sarı ve taş rengi :) şuanda internetten örnekler toplayıp duruyorum... sizinle de paylaşıp fikirlerinizi almak ve hatta fikir vermek istedim...

eğer olurda değişik dolap kulpları satan bir yer bulursanız beni de haberdar edin olur mu ?

şimdi görsellerle sizi başbaşa bırakıyorum :)











18 Temmuz 2013 Perşembe

20+4 anlamsız duygu patlamaları

oğlum ve ben yolu yarıladık :)

oğlum !

o benim olacak ya, benim oğlum olacak şakamıdır nedir :)

20. haftayla beraber o en başından beri "neden bende yok" dediğim aşırı duygusallık kendini gösterdi :) bebekli video izleyemiyorum arkadaş... gözlerim hemen doluveriyor... olur olmadık şeylere ağlayacak kıvamdayım...
dün akşam izlediğim dizide duygusuz doktorun (doc martin) eski nişanlısının komik doğum anını bile dolu gözlerle izledim... komedi dizisinde bile ağladım özetle :S

aynı zamanda bir keyif bir mutluluk hasıl oldu sayın okur... dünya toz pembe. haber izlemiyoruz gazete okumuyoruz şu ara hiçbirşeye kafa yormuyoruz... kimsenin canımızı sıkmasına izin vermiyoruz... şuan en büyük sorunumuz oğlumuzun ismi... hala hiçbir isim aklımıza yatmıyor...

en keyifli zamanlarındayız, gezip gezip gördüğümüz sevdiğimiz şeyleri alıyoruz ona... birsürü minik tulumun, kıyafetin olduğu çekmeceyi açıp açıp bakıyoruz...

herşeyi çok bilen, her konuda işin kompedanı gibi ahkam kesen insanlara tahammülüm yok... herkes kendi hayatını yaşıyor ve herkes (kim ne derse desin) çocuğunu tek başına büyütüyor... daha karnımdayken onun için en iyisi olsun diye planlar yaparken, bir başkasının beni eleştirir gibi yorumlar yapmasını kaldıramam... buna müsade etmem... kısaca herkes işine baksın ;)

ha bana karşı böyle birşey mi yapıldı. hayır ! ama bazen görüyorum çevremde etrafındaki hamilelere, bebeklilere direktifler veren anneleri, dayanamıyorum.

bunun dışında füze misali ileri doğru büyüyen bir göbek var... hala hiç kilo almadım. sanırım bu sebeple, veya bir rivayete göre bebitomuz erkek olduğu için :P topik minik bir göbeğe sahibim... 

geçen bir arkadaşımın söylediği şey "arkadan bakan hamile olduğunu hayatta anlamaz"
henüz önden bakanlarda anlamıyor ki :)

hala toplum içinde kimse bana yer vermiyor :@

bundan sonra göbeğimi bir karpuz gibi ortaya çıkaran dar üstler giyicem :P

mide bulantılarına gelince, hala sabahları evden çıkmadan bir yarım saati banyoda geçiriyorum. sanırım hiç geçmeyecek :(

işte bizde 5 aylık göbişin görüntüsü böyle

14 Temmuz 2013 Pazar

19+1 herşey daralıyor




zaman daralıyor, kıyafetler daralıyor, nefesim daralıyor...

bu haftanın konusu daralmak :/

kocaman bir göbeğim olmadı, ama son bikaç haftadır sabah yataktan kalkıp işe gelmek ölümüne zor geliyor... uykum yetmiyor. akşam ne kadar erken uyursam uyuyayım, sabah biraz daha zorlanarak uyanıyorum...

zamanı hiçbirşeye yettiremiyorum...evi sadece uyumak için gidilen bir yermiş gibi hissetmeye başladım...

yaz olmasından mütevellit kıyafet çok sorun olmuyor ! elbiseler durumu kurtarıyor evet, ama elbise giymekten sıkıldığım zamanlarda eski pantolonlarım beni hoş olmayan bir süprizle karşıladı. kapanamayan düğmeler... :/

hamileliğimin en kocaman aylarının kışa denk geleceğini düşündükçe, tüm kadınların o kaçınılmaz sorunu aklıma düşüyor, ne giycem ben !!!

ama oğlumun öyle bir derdi olmayacak :) bakınız bohçamız yükselmeye devam ediyor :)

neyse bunları düşünmek için çok erken zaten... şuan en büyük sorunumuz uykusuzluk, kramplar ve huzursuz bacak sendromu ... kısaca HBS denilen bu rahatsızlık bende hamilelikten öncede vardı, fakat hamilelikle beraber zirve yaptı... ve buna hala bir çare bulunamaması çok garip...

veee son bir haftada 2 kez beni yoklayan nefes darlığı... havadan mı sudan mı bilmiyorum ama acilen doktora danışılması gerekenler listesinin başında...

aa doktor demişken, bizim karate kid'in  (karadut ablamıza sevgiler)  4'lü test sonuçları çıktı. çok şükür herhangi bir sorun yok... tam bilemiyorum ama sanırım bebekle alakalı detaylı ultrasondan sonra, yapılacak bir test kalmıyor... sonraki testler, şeker yükleme vs daha çok bizimle alakalı... bu yüzden artık içim rahat...

daha önce yaşamadığım sorunlar hamilelikte ortaya çıktı işte, ana olmak zor sayın okur... birde baş ağrısı illeti var... ne yapsam da geçmeyen :( tüm bunlar için bana tavsiye edebileceğiniz doğal yöntemlerin hepsine açığım evet !

bu hafta LİERAC çatlak kremi ve SEBAMED bebek yağı kullanmaya başladım... faydası olacak mı hep birlikte göreceğiz.. zira annemin karnında bıraktığım izlere baktıkça ümitsizliğe kapılıyorum... genetik olmasın lütfeeen !

çok uykum var, hep uykum var, çoooook uyumak istiyorum... günün tamamını yatarak, yayarak geçirmek istiyorum :/

yemeği sadece ölmemek için yiyorum... hala bana hiç zevk vermiyor... bir garip hamileyim işte... ve hala hiç kilo almadım...

bu haftanın yazısı çok iç açıcı olmadı ama idare ediverin artık.... hamilelik bu ! heleki yaz hamileliği öyle kolay laylaylom değil malesef... :) burada gerçekleri konuşuyoruz canım aaa :)

3 Temmuz 2013 Çarşamba

18+2 bu halimi çok sevdim :)

uzuuuun bir ara verdikten sonra selam !

önce ev bulma, sonra taşınma, hemen arkasından tatil derken not tutacak zaman olmadı

bu arada biz büyüdük :)

tatil dönüşü ilk randevumuzda erkek olduğumuz kesinleşti :) 

pipiyi gördük yani sayın okur....

bunu zaten % 70 biliyorduk, ama daha da heyecan verici gelişmeler oldu ki , işte onları yazıyla tarif etmek çok zor sanırım...

acaba mı ? böyle mi oluyor ? vs derken 25 haziran günü artık kesinlikle emin olduğum tekmelerle, bu içimdeki can varlığını bize fiilen de belli etmeye başladı :)

25 hazirandan sonrası zaten tekme tokat devam etmekte....

resmi olarak 17 haftalıktan itibaren kendisinin hareketlerini hissettiğimi doktora söylediğimde o bile şaşırdı :) genelde ilk kez anne olanlar 20 hafta civarında hissedermiş :) şu durumda bizim oğlan var gücünü kendini belli etmek için kullanıyor :)

hatta dün akşam eve doğru giderken içimde galiba takla attı :) gün geçtikçe daha şiddetli ve daha anlamlı hissetmeye başladık :) başladık diyorum çünkü dışarıdan karnıma elini koyan babamız ilk tekmeyi hissettiğinde gözleri fal taşı gibi açılarak bana defalarca bu kadar erken hareket etmesinin normal olup olmadığını sordu :)

valla buda benim ilk hamileliğim :) ama herşeyi olduğu gibi bunu da normal karşıladım...

bu arada. sandığımın aksine çok rahat ve relax bir anne adayı olduğumu söyleyebilirim... şu mide bulantıları geçtikten sonra daha yeni yeni idrak etmeye başladım hamile olduğumu ve ne kadar keyifli olduğunu... 

ama hiç bir gün saplantılı paranoyak bir anne adayı gibi netten her olan değişikliği aratıp okumadım... hatta en başından bu güne kadar hep şiddetli kasık sancılarım oldu ve 10 tane çocuk doğurmuş edasıyla "kanama yoksa normaldir" diye kendi kendimi avuttum...

hmmm şu bulantı mevzuu... sabahları bazen hiç bazen biraz olmak suretiyle devam ediyor... iştahta hala en ufak bir artık yok, hamilelik başından beri verilen toplamda 8 kilonun bundan sonra azar azar alınması bekleniyor :) ama daha fazlası değil... doktorumuz bu halimin çok iyi olduğunu söyledi... içimiz rahat....

yavaştan içerdekine alışverişler başladı, işin en keyifli kısımlarından biri, onu bu minik kıyafetlerin içinde hayal etmek...

ve bu minik adama isim düşünmeye başladık.... ülkenin bu aralar içinde bulunduğu duruma inat bikaç isim şekilleniyor kafamda, sonra da diyorum : fişlemesinler yavrumu.... onu fişleyeni ben şişlerim çünkü :P

13+2 ( 29 mayıs çarşamba )

bugün 13 hafta 2 günlük hamileyim geçen cuma doktor kontrolümüz vardı 2'li testimiz yapıldı, ense kalınlığı ölçüldü ve cinsiyetini öğrendik :)ense kalınlığı çok iyi çıktı 2'li test sonucunu ise 4 haziranda öğreneceğiz.

ve doktorumuz % 70 erkek olduğunu söyledi :)


hamileliği kolay geçirdim diyemem. evde olduğum zamanlarda daha kötü hissettiğim için çalışmaya devam ettim. toplamda şimdiye kadar 7 kilo verdim... hala tam olarak düzelmiş değilim... ve hala sabah bulantı ve kusmalarım devam ediyor, hemde hiç sekmeden :) ama genel olarak gün içinde iyiyim... sadece acıktığımda aşırı bulantı başlıyor...

hamileliğin başından beri ağzıma şeker ve şeker içeren hiçbirşey sürmedim diyebilirim.. sanırım şekeri sadece dondurmadan ve meyveden aldım...

onun dışında şu ana kadar fazlasıyla meyve yedim, ve süt içemediğim için hergün mutlaka 2 bardak ayran içtim... aslında bunları bilinçli olarak yapmadım.. meyveyi de ayranı da canım istediği için yiyip içtim. düşünürsek şimdiye kadar zararlı hiçbirşeyi canım istemedi :) sadece 1 kez balık yemeye gittiğimiz lokantada 1 tanecik midye yedim :) o kadar da olur değil mi ?

hamilelikten önce beyaz peyniri çok az yiyorken, hamileliğimi öğrendiğimden itibaren, mide bulantıma iyi gelen tek şey olduğu için

yeterince peynir de tükettim...

yumurtayı zaten hep çok severim. hatta yumurtasız bir hayat düşünemem, hamileyken de durum değişmedi....

hiçbir yemekten tiksinmedim, sadece iştahım aşırı azaldığı için kilo kaybettim...

kokulara gelirsek, diğer çoğu hamile gibi yemek kokuları değilde, her türlü parfüm, yumuşatıcı, deterjan vs gibi esanslı kokular midemi aşırı bulandırdı...

sanki birkaç günden beri koku hassasiyetim azaldı gibi (asla tamamen geçmedi) hala erbil'in parfümüne tahammülüm yok.

bunun dışında bebişe gelecek olursak ;


geçen cuma günkü muayenemiz en büyüleyici olanıydı, uzun uzun doya doya gördük onu, minicik ağzını burnunu, ellerini, bacaklarını hayran hayran izledik, fakat yanımdaki babamız değil ananemizdi :) çünkü erbil'in işleri çok yoğun olduğu için annemle gitmek zorunda kaldım... erbil'e onu anlattığımda gözleri doldu, çok üzüldü ve pişman oldu :( açıkçası bu kadar uzun bir muayeneyi bende beklemiyordum... doktorumuz da babamıza bir sürü fotoğraf yolladı :)



işte benim minişim

onun sağlıklı olduğunu öğrenmek onu hareket ederken görmek herşeye bedel... daha görmediğimiz birşeyi seviyoruz, bu çok mucizevi....

8+3 ( 24 nisan çarşamba )

bu gün 8 hafta 3 günlük olduk...

dün ilk kontrolde yapılan kan idrar ve tiroid sonuçlarını sormak için doktorumu aradım... tüm değerlerim çok iyiyken tiroidin biraz düşük çıkması canımı sıktı. bir sonraki randevuda birkaç test daha yapacakmış..

daha hamilelikten 1 ay önce yaptırdığım tiroid testinde herşey normaldi halbuki :(

bunun dışında mide bulantılarım gün gün değişiklik gösteriyor...

mesela dün çok iyiyken bu gün güne bulantıyla başladık...

diyeceğim şu ki bir önceki yazımda anlattığım bazı yiyecekleri keşfederek bulantılarınızı aza indirebiliyorsunuz. ama tamamen geçmiyor evet...

haziranın 15 inde tatile gidiyoruz... ve umarım o tarihe kadar tamamen geçmiş olur :)
eğer geçmesse sanırım iznimizi evde yatarak değerlendireceğiz... ama 2 senedir tatil yapmadığımı da göz önünde bulundurursak gerçekten buna ihtiyacım var...

7+1 gün ( 15 nisan pazartesi)



hamilelik öyle hızlı ve sert girdi ki hayatıma, gün gün ne hissettiğimi, neler değiştiğini yazacaktım ama, maalesef ki ben üstümü bile ne ara giyinip evden kendimi atıyorum bilmiyorum...

öncelikle kolay bir hamilelik geçirmediğimi söylemek istiyorum...

bu gün an itibari ile 7+1 günlük hamileyim... çocuk sahibi olanlar ve hamileler ne demek istediğimi anladı, olmayanlar için 7 hafta 1 günlük demek istedim :)

geçen cumartesi doktor kontrolündeydik, doktorumuz herşeyin yolunda olduğunu ve bu habere çok sevindiğini söyledi, gerçekten sevinmişti, çünkü eminim en az biz çocuk sahibi olmak isteyenler kadar onlar da bir hamileliğin gerçekleşmesini mutlulukla karşılıyorlar...
bir türlü gerçekleşmeyen gebelikler ve her seferinde hüsran onlarında motivasyonunu etkiliyordur tabi.

geçen hafta 3 gün rapor alacak kadar kötü bir şekilde evde yatarak geçti... ağzıma bir lokma girmedi ve 3 kilo kaybettim.

ben taze hamile olarak buradan şu tavsiyede bulunabilirim : kesinlikle midenizi boş bırakmayın ilk 3 gün bu derece kötü olmamın sebebi biraz da hiçbirşey yememem olabilir. çünkü 4. günden itibaren zorla da olsa birşeyler yemeye başladım ve o günden beri kendimi daha iyi hissediyorum...

aç kalmak hem enerjinizi alıp götürüyor, hemde aç mide daha çok bulanıyor...

peki mide bulantısına neler iyi geliyor,

(bunlar kişiye göre değişiklik gösterebilir)

-vişne suyu (ekşi olduğu için) normalde ağzıma sürmediğim şeylerden biri yapay meyve sularıdır, ama vişne suyunun mide bulantısını bastırdığını bir şekilde keşfettim...

-sert beyaz peynir, işte yine bir tabu daha :) ben beyaz peynir yemezdim ama şimdi sabah gözümü açar açmaz beyaz peynir yemessem bütün günüm mide bulantısı ve öğürme eşliğinde geçiyor. tabi buna biraz da ekmek eşlik edecek..

-yeşil ekşi elma, bunu her zaman çok severdim.. kabuğunu soymak şartıyla bir bütün elmayı bitirebiliyorum. evet vitamini kabuğunda vs vs ama hamileyken risk almak istemiyorsunuz. çünkü kabuğuyla yendiğinde hem çok gaz yapıyor hemde mideye asit salgılatıyor, hamilelik dışında da midesi rahatsız bir insan olarak elmanın kabuğunu oldum olası soyarım...

-yumurta... :) bu konu biraz uzun. ben hamilelikten önce (5 yıl) düzensiz beslenme ve asitli içecekler (kola, alkol) yüzünden ufak bir mide kanaması geçirmiştim... o günden sonra hayatımdan kola, kahve ve kısmen alkol çıktı... yediklerime büyük ölçüde dikkat etmeye çok yağlı besinler tüketmemeye dikkat ettim... fakat malesefki bir kez hasar görmüş olan midem tam anlamıyla düzelmedi, ne zaman ayarı kaçırsam mide ağrısıyla başetmek zorunda kaldım...
bu dönemde midem ağrıdığı zaman canım sadece omlet isterdi, hafif tuzlu ve sade omlet, ve bir sihir gibi iyi gelirdi. şimdi de sabah az yağlı hafif tuzlu bir omlet yediğimde kendimi daha iyi hissediyorum...

-her türlü meyve ... meyve ile ilgili hiçbir sıkıntım yok çok şükür bu sebeple fırsat buldukça, kivi, portakal, muz yemeye çalışıyorum...

işte böyle.... fasulye, annesinin tüm mide bulantılarına, tüm iştahsızlığına rağmen içeride büyümeye devam ediyor ^_^

o ben miyim ? ( 4 nisan perşembe )

şu an bu test bana mı ait ?

bu sonuç benim sonucum mu ?

kafam öyle karışıkki,

şaşkınım.... evet sanırım durumumu en iyi açıklayan şey bu, şoktayım ve şaşkınım....

testi yapıp saatlerce başında beklemenin ne anlamsız olduğunu şimdi anladım.

eğer varsa şak diye çıkıyormuş... :)

içimde bir can daha var....


mucize bu....